kafamın içini karman çorman hissediyorum bugün.aklımdan geçen her bir şeyi not etmek istiyorum.fazla düşünüyorum,fazla kurguluyorum.
yaradılışımda var bu benim,doğuştan,bunu bilir bunu söylerim.
başlıyorum.
1-fazlasıyla çevreci biriyim.sokakta yere minicik bir çöp bile atmam.sabah otobüste rutin bir şekilde işe doğru giderken önümde oturan genç bir anne ve üç çocuğunu gördüm.üç çocuk da hemen hemen aynı yaşlardaydı.ne zordur üç çocuğu birden büyütmek diye geçti içimden.layıkıyla,her biriyle adaletli bir şekilde ilgilenebiliyor mudur acaba diye düşünmekteydim.otobüsün kapısı açıldı ve kadın elinde kocaman çöpü(poşeti) dışarı fırlattı gözümün önünde.daha sonra çocuğu da çöp çıkardı,anne bunu napıcam dedi,kadın çocuğun elinden çöpü aldı ve kapı açılsın atarız şimdi dedi.dondum kaldım.kafamda kadına eksi 100 puan vermişimdir sanırım.böyle mi yetiştiriyordu çocuklarını?dünya sevgisi,çevre sevgisi aşılamıyor muydu?tüylerim diken diken oldu.müdahale edemedim.tartışmaya dönerdi muhtemelen.sen nasıl karışırsın,benden iyi mi biliyorsun gibisinden laflar söylerdi muhakkak.bu seferlik sustum ama bir daha böyle bir manzarayla karşılaşırsam susamayabilirim.
2-çarşamba günü tatil ya,tadından yenmiyor bu pazartesi.sendrom yok,sıkıntı yok!
kısır iş döngüsünü bozan şu tatiller iyi ki varlar,minnettarım.
çocukluğumu hatırlıyorum da,tatil sabahları erken uyandığımda kalkıp çizgi film izlerdim.nasıl da lezzetli olurdu.buna büyüyünce de devam ettim ara sıra.eski çizgi filmlerin tadı başkaydı tabii,şimdi o lezzeti alamıyorum.
3-başka blogları takip etmeyi seviyorum.iyi bir okuyucuyumdur,üşenmem en uzun yazıları bile okurum.yapılan yorumları da okurum.bir kısım kitle var ki yorumlarından rahatsızlık duyuyorum.şöyledir ki siz edebiyat parçalamışsınızdır ya da dünya kadar güzel görsel paylaşmışsınızdır.yapılan yorumun biri şöyledir : ' çok güzel,bana da beklerim canım' muhakkak ki yorumun altında kendi blog adresini paylaşmıştır.sizin paylaşımınızla ilgilendiği falan yoktur aslında,tamamen kendi reklamını yapmaktadır aklınca!daha yeni gelmişsin o bloga bi defa di mi,canım demek de nerden çıkıyor,nasıl da samimiyetsiz bir hitap şeklidir bu böyle.ha bi de paylaştığınız post hakkında tek bir kelime bile sarfetmeden düzenlediği çekilişe davet edenler vardır ki onların davetlerine hiç bir zaman katılmamışımdır.çoğu zihniyet o çekilişleri bir sürü takipçisi olsun diye yapıyor zaten,bunun da farkındayım.niye ki bu çırpınış?100 kişi takip etse nolur 1000 kişi takip etse nolur.önemli olan kitlenin içinin,özünün dolu olmasıdır.istatistiklere saplanıp kalmamak lazım diye düşünüyorum.
sendromsuz nice pazartesiler diliyorum.
ve kapanış.