29 Kasım 2012 Perşembe

sayıklamalarımdan

milyon tane düşünce olur,hepsi döner dolaşır ya kafanın içinde..hıh!!şimdi tam da öyleyim işte.sıkılıyorum ve biliyorum ki sıkı can kolay çıkmaz:)bir şeyler yapmak istiyorum,değişik hobiler edinmek istiyorum..bir müzik aleti çalmayı öğrenmek istiyorum mesela ya da değişik bir kursa gitmek istiyorum.keşfetmek istiyorum,kendimi yollara vurup farklı farklı yerler görmek,doğayı keşfetmek istiyorum.daha fazla yazı yazmak istiyorum.aklımdan saniyede  bir sürü şey geçiyor,onları kaydetmek istiyorum mesela..sabah otobüste uyuya uyuya işe doğru yol alırken yanımda oturan kız bir yandan şarkı dinliyordu bir yandan da kitap okuyordu..düşündüm de okuduğu kitaba da dinlediği şarkıya da haksızlık ediyordu o anda sanki.ikisini bir arada yapmayı tercih etmedim ben hiç.çünkü şarkının anlatmak istediği bir şeyler vardır,ona kulak ver ister..kitap zaten tam anlamıyla kendini verip okursan verim alınan ve anlaşılan bir şeydir bence.kitaba odaklanırsan o an çalan şarkıya haksızlık etmiş oluyorsun,ben böyle hissediyorum en azından.ikisini aynı anda ayrı ayrı idrak edip hakkını veren de varsa tebrik ediyorum tabii :)




28 Kasım 2012 Çarşamba

uçağın bıraktığı iz ve kestane


uçağın gökyüzünde bıraktığı çizgileri çok seviyorum!
sıcak bir yaz günüydü bu fotoğrafı çektiğimde.mevsim değişti,havalar soğudu ve kestaneyi özlediğimi fark ettim.evde pişirmek için kestane aldık.kestane demek nostalji demek benim için.pişirmesini de,ayıklamasını da ,yemesini de pek severim. kestane şekerini de pek severim.anlaşıldığı üzre işte fazlasıyla canı sıkılmış ve başka şeylere sarmış bir ben görüyorsunuz :)
sevgiler çok!

27 Kasım 2012 Salı

smile

ilk karnıbahar deneyimim leziz bir şekilde sonlandı ve çok mesut oldum:)
üstüne bir de bu şirin mi şirin fotoğrafı gördüm ya değmeyin keyfime :)

dünden bugünden

 dün akşam iş çıkışında direk eve gittik , karnımızı doyurduk sonra da yürüyüş yapmaya çıktık karı koca :)
ilk durağımız koton oldu,%30 indirim varmış..deri mont beğendik bana bi tane.indirimiyle 42 liraya geldi,epey mesut oldum.kırmızı bir kazak beğendim,bilek kısmında kalpli düğmeleri var pek cici.indirimle 20 liraya gelmez mi o da,daha bir mutlu oldum:)aşk da kendine bir deri ceket ve bir de kazak aldı.velhasıl epey mutlu ayrıldık sevgili koton'dan.

bugün akşam eve gidince karnıbahar haşlayıp üstüne de sos yapmayı planlıyorum.sağlıklı şeyleri de menümüze katmalıyız artık bence :) işten gelince uğraşmamak için daha pratik şeyler yapıp yeniliyor ama her gün her gün de olmuyor işte,içim elvermiyor.ilk kez yapacağım karnıbaharlı bir yemek,bakalım nasıl olacak?

 fotoğraflarla uğraşmaya bayılıyorum,mutluluk kaynağım onlar benim.bu kolajı da çok önceden yapmıştım.burda da paylaşmak istedim.bu mini miniler bizim minikliğimiz :)

güneşten mahrum kaldığımda sinirli oluyorum ben onu daha iyi anladım bugün :) dışarısı süper,güneş var ve sıcacık yapıyor insanı ama ofise tıkılıp kalınca ve de ofisinizin cephesi kuzeyse buz gibi oluyor içerisi ve içim gidiyor dışarda olmak için :)





26 Kasım 2012 Pazartesi

mutluluk sebebi

sevdiğinin bir gülüşü,bir bakışı yeter seni mutlu etmeye bazen.
bazen bir şarkı mutlu eder seni durup dururken..
bazen de işte böyle bir fotoğraf tüm gününe neşe getirir.
mutlu olabilmek kimine göre zor kimine göre kolay.
olmayı istemektir esas olan.
istedikten sonra gerisi kolay.

23 Kasım 2012 Cuma

mutlu haftasonları

cuma günleri ayrı bir mutlu hissediyorum kendimi.kendimi bildim bileli severim cuma günlerini.haftasonları çalışmak durumunda kaldığım zamanlar da bile sevdim hep.güzel bir şeyler olacakmış gibi gelir hep cuma günleri..sanki çok çok mutlu olacakmışım gibi :)

süper bir haftasonu diliyorum hem kendime hem de sizlere :)



22 Kasım 2012 Perşembe

sıcacık bir günaydın


her pozlarında ayrı aşık oluyorum kedilere.evde kalsaymışım kesinlikle şu meşhur kedi kadınlardan olurmuşum,evde yirmi tane beslermişim herhalde :)

sıcacık,şahane,sağlıklı,enerjik bir gün diliyorum herkese!kendime de diliyorum çünkü şifayı kapmışım iki gündür hapşura hapşura,burnumu sile sile kıpkırmızı oldu burnum acı çekiyorum artık :)

20 Kasım 2012 Salı

...

ordan burdan şurdan düşüncelerle çorba oluyor kafam bazen.bazenler çoğalıyor bazen diye bir şarkı var ya hep o geliyor böyle anlarda dilime..
açıyorum müziği ve düşüncelerimi suya bıraktığımı düşünüyorum.gün batımında,sessizce,bir başıma...ufak bir meditasyon işte bu benim için.

insanların beklentilerinden sıkılıyorum,sıkılmakla kalmayıp boğuluyorum resmen artık.sürekli benden bir şey bekleniyor ama ben kimseden bir şey bekleyemiyorum.beklesem de bulamıyorum garip bir şekilde.empati kurma özelliğimi severim ama sadece siz kurduğunuzda yorucu oluyor gerçekten.niye diyorum ama cevap bulamıyorum.
aklıma bir cümle geldi bugün ve çok da hoşuma gitti : hayatımı gereksiz yere işgal eden,enerjimi sömüren insanları tuvalete atıp üstlerine sifonu çektiğimi düşünüyorum da bir rahatlama geliyor bünyeme :)
bu fikir beni gerçekten rahatlattı,gülebilirsiniz pek tabii :)


"hayır" diyemeyenlerden olmak gibi bir durumum da var..aslında öğrendim ufaktan ufaktan ama kibarca hayır diyebilmek için kasım kasım kasılıyorum. öyle kolay ki aslında HAYIR demek! ama olmuyor işte empati denen şey geziniyor ya hücrelerimde malum..:)


olur böyle şeyler tabii,güneş bir açar bir kapar.gece bitmez sanırsın ama bir bakmışsın güneş doğmuş.
önemli olan güneşi değerlendirebilmek.güneş varken bile geceyi yaşayanlar da var nitekim.
yazıya başlarken daha karamsardım ama şimdi içim açıldı resmen.düşünceleri özgür bıraktım ya belki ondandır.



tatlı mı tatlı,minik mi minik bir yiğenim(kuzenimin kızı) var benim.demiştiki bana "eylül abla sen ev yapımı şekerden bile çok daha tatlısın" :)
ben de size ev yapımı şeker gibi tatlı mı tatlı bir gün diliyorum :)


19 Kasım 2012 Pazartesi

balayımızdan 2

odamızın anahtarıydı:)

terastan manzara


eski zamanlardan bir kilisenin içi





rüyadaydık sanki










adaptasyon süreci

yıllarca oluşturduğun bir düzen oluyor anne-baba evinde ve gün geliyor o düzen pof değişiveriyor evlendiğinde.sen de istiyorsun içten içe değişmeyi ki değişimi severim,açığımdır her zaman.
adaptasyon süreci oluyor başlarda.zaten balayına çıktığında  birşey anlamıyorsun,hala sevgiliymişsiniz gibi geliyor:)dönünce,evi çekip çevirmeye başlayınca anlaşılıyor durum.sonuç zevkli.
ben temizlik yapmayı sevmezdim önceden,evde kaçardım hep,anneme derdim amma temizlik yapıyorsun derdim:)ama şimdi kendimi temizlik yaparken,orayı burayı köşeği bucağı düzenlerken buluyorum ve mutlu oluyorum garip bir şekilde.kocaman ev sadece sizin düşünsenize,istediğinizi yapmakta özgürsünüz.etrafı toparlamayıp dağınık ve pis de bırakabilirim,bu da bir seçenek tabii ama yapmıyorum,içimden gelmiyor çünkü.
kadınların korkulu rüyası ütüdür mesela.ben de başlarda eyvah birikti çamaşırlar napıcam falan diyordum.bir formül buldum: kendimi oyalıyorum :) ütü yapacağım zaman açıyorum internetten sevdiğim ve kaçırdığım programları,dizileri..geçiyorum karşısına kuruyorum ütü masasını,gel keyfim gel,ütü bitiveriyor hemen inanın :) o yüzden şimdilik kabus değil ütü benim için.
hafta içi çalışıyoruz malum.akşam eve gelince yemekti bulaşıktı,tv ye göz gezdir,nete şöyle bir bak  derken vakit çok çabuk geçiveriyor ve spor yapmaya vaktimiz kalmıyor malesef.sabahın köründe uyanmasak(06.45) daha geç vakte kadar uyanık kalırsın ama malum iş işte :) haftasonu daha bir bereketli oluyor,rahat rahat yürüyüşümüzü de yapıyoruz sporumuzu da..şahsen benim kilo sorunum yok,yiyip yiyip de bir türlü kilo almayanlardanım ama kendimi sağlıklı hissetmek için spora ihtiyaç duyuyorum.rahatlıyorum uzun uzun yürüyünce mesela.geçen cumartesi akşam epey bir yürüdük koştuk,sonra yol üstünde şırdancı görmeyelim mi ve canımız da feci şekilde istemesin mi? oturduk birer şirdan yedik :) bu ne perhiz bu ne lahana turşusu muhabbetini gerçekleştirmiş olduk kocacımla :)
yazmayı ne kadar da özlemişim..şu aralar yazmaya vakit ayıramıyorum pek.hem burayı hem de günlüğümü ihmal ediyorum.orta okuldan beri günlük tutan bir insanım ben,arşivim geniş hepsi evde duruyor  :) ama evlendiğimden beri gerçek anlamda hiç ama hiç yazamadım.en kısa zamanda yazmaya vakit ayırabilirim umarım diyorum ve bu postu burda sonlandırıyorum.neşeli,afacan,kıpır kıpır bir şarkı gibi hissediyorum kendimi.bol güneşli,umutlu,enerjik günler diliyorum tüm insanlara...insan gibi yaşamasını bilenlere!

8 Kasım 2012 Perşembe

balayından 1

yağmur var bugün . içimden hep nil'in kazablanka şarkısı geçiyor,dilimden düşmüyor hatta.
hava ılık.keşke hep böyle kalsa.soğuğu sevmeyenlerdenim:)
ılık olsa ya da hafif serin . yağmur da yağsa. sonbaharda doğmuşum,malum adım da eylül.seviyorum böyle havaları...

balayı fotoğraflarından az az paylaşmaya başlayayım dedim.binlerce fotoğraf çektim,bilgisayarım doldu taştı:)
rüya gibiydi kapadokya. orda yaşayan insanlara imrendim.doğası,havası müthişti ama akşamları epey soğuktu :)farklı bir balayı geçirmek istedik,klasik deniz-güneş-kum üçlemesi yapmak istemedik.tura da katıldık.en önemli,belli başlı yerleri görebildik tabii,kapadokya çok geniş bir coğrafya..
dolu dolu geçti bizim için balayı. kışın,kar manzarasıyla ayrı bir güzel oluyormuş oralar. yolumuz düşer de bir de kışın görürüz inşallah.















güzeller güzeli odamız:)terası gören en güzel odalardanmış burası.adı da hattusili :)




LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Popüler Yayınlar